Son dönem piyasa verileri, Federal Rezerv (FED) faiz indirim beklentisinin tarihsel olarak yüksek seviyelerde olduğunu gösteriyor. Ekim ayında 25 baz puanlık bir faiz indirimi olasılığı %87'yi aşarken, Aralık'ta toplamda 50 baz puanlık bir faiz indirimi olasılığı da %65 civarına ulaştı. Bu rakamların arkasında takip etmemiz gereken birkaç önemli sinyal gizli.
Öncelikle, piyasa odak noktası "faiz indirimi olup olmayacağı"ndan "faiz indirimi miktarı"na kaydı. Yatırımcılar genel olarak Ekim'de bir faiz indirimi bekliyor, asıl merak konusu ise Aralık'ta ikinci bir faiz indiriminin olup olmayacağı. Yaklaşık %65'lik bir olasılık, piyasanın ekonomik yavaşlama konusundaki güçlü beklentisini yansıtıyor, ancak sonraki ekonomik veriler bu eğilimi doğrulamazsa, beklentiler ile gerçeklik arasındaki fark piyasalarda dalgalanmalara yol açabilir.
İkincisi, piyasa görünüşe göre faiz indirim beklentisini önceden fiyatlamış. Son dönemde ABD hisse senetleri ve kripto para piyasalarının canlanması, büyük ölçüde likidite iyileşmesi beklentisine yapılan erken bir yanıt. Ancak, tarihsel deneyimler gösteriyor ki, faiz indirimleri gerçekten gerçekleştiğinde genellikle "beklentiyi satın al, gerçeği sat" durumu ortaya çıkıyor; bu nedenle bu dönemde alım yapmak için ekstra dikkatli olmak gerekiyor.
Sıradan yatırımcılar için, piyasa duygularını körü körüne takip etmek yüksek riskler barındırabilir. Daha akıllıca bir yaklaşım, Federal Rezerv (FED) kararlarının temel göstergelerine dikkat etmektir: Enflasyon verilerinin sürekli düşüp düşmediği ve istihdam piyasasının belirgin bir şekilde soğuyup soğumadığı. Bu iki gösterge, faiz indirimlerinin temposunu belirleyen ana faktörlerdir, piyasanın iyimser duyguları değil.
Yaklaşan iki FOMC toplantısı (29 Ekim ve 10 Aralık) önemli bir gözlem penceresi olacaktır. Bu, sadece faiz oranlarının yönünü belirlemekle kalmayacak, aynı zamanda mevcut piyasa iyimserliğini doğrulayacak veya kıracaktır. Likidite beklentelerinin değişebileceği kritik bir noktada, kısa vadeli artışları kovalamak yerine ekonomik verilere duyarlılığı ve piyasa risklerine karşı dikkatli olmayı sürdürmek, belki de daha sağlam bir yatırım stratejisi olacaktır.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
9 Likes
Reward
9
6
Repost
Share
Comment
0/400
MissedAirdropBro
· 4h ago
Yine faiz indirimine gidilecek. Düşün, en son uyuyakaldım ve zengin olmayı kaçırdım.
View OriginalReply0
gas_fee_trauma
· 9h ago
Beni parçala, bu faiz indirimi olasılığı göklere çıktı.
View OriginalReply0
PoolJumper
· 9h ago
hayal kırıklığı yaratıyor
View OriginalReply0
MEVSandwichVictim
· 9h ago
enayiler bir gün kesilmezse rahatsız olur, kesilmesini bekleyin.
View OriginalReply0
ImpermanentPhobia
· 9h ago
insanları enayi yerine koymak just do it, anyway we have seen big winds and waves before.
Son dönem piyasa verileri, Federal Rezerv (FED) faiz indirim beklentisinin tarihsel olarak yüksek seviyelerde olduğunu gösteriyor. Ekim ayında 25 baz puanlık bir faiz indirimi olasılığı %87'yi aşarken, Aralık'ta toplamda 50 baz puanlık bir faiz indirimi olasılığı da %65 civarına ulaştı. Bu rakamların arkasında takip etmemiz gereken birkaç önemli sinyal gizli.
Öncelikle, piyasa odak noktası "faiz indirimi olup olmayacağı"ndan "faiz indirimi miktarı"na kaydı. Yatırımcılar genel olarak Ekim'de bir faiz indirimi bekliyor, asıl merak konusu ise Aralık'ta ikinci bir faiz indiriminin olup olmayacağı. Yaklaşık %65'lik bir olasılık, piyasanın ekonomik yavaşlama konusundaki güçlü beklentisini yansıtıyor, ancak sonraki ekonomik veriler bu eğilimi doğrulamazsa, beklentiler ile gerçeklik arasındaki fark piyasalarda dalgalanmalara yol açabilir.
İkincisi, piyasa görünüşe göre faiz indirim beklentisini önceden fiyatlamış. Son dönemde ABD hisse senetleri ve kripto para piyasalarının canlanması, büyük ölçüde likidite iyileşmesi beklentisine yapılan erken bir yanıt. Ancak, tarihsel deneyimler gösteriyor ki, faiz indirimleri gerçekten gerçekleştiğinde genellikle "beklentiyi satın al, gerçeği sat" durumu ortaya çıkıyor; bu nedenle bu dönemde alım yapmak için ekstra dikkatli olmak gerekiyor.
Sıradan yatırımcılar için, piyasa duygularını körü körüne takip etmek yüksek riskler barındırabilir. Daha akıllıca bir yaklaşım, Federal Rezerv (FED) kararlarının temel göstergelerine dikkat etmektir: Enflasyon verilerinin sürekli düşüp düşmediği ve istihdam piyasasının belirgin bir şekilde soğuyup soğumadığı. Bu iki gösterge, faiz indirimlerinin temposunu belirleyen ana faktörlerdir, piyasanın iyimser duyguları değil.
Yaklaşan iki FOMC toplantısı (29 Ekim ve 10 Aralık) önemli bir gözlem penceresi olacaktır. Bu, sadece faiz oranlarının yönünü belirlemekle kalmayacak, aynı zamanda mevcut piyasa iyimserliğini doğrulayacak veya kıracaktır. Likidite beklentelerinin değişebileceği kritik bir noktada, kısa vadeli artışları kovalamak yerine ekonomik verilere duyarlılığı ve piyasa risklerine karşı dikkatli olmayı sürdürmek, belki de daha sağlam bir yatırım stratejisi olacaktır.