Amerika, yeni bir faiz indirimi döngüsüne girmek üzere ve bu durum piyasalarda geniş bir dikkat çekti. 1984'ten 2020'ye kadar, Federal Reserve toplam on faiz indirim turu gerçekleştirdi ve her birinin arka planı ve etkileri farklılık gösterdi. Bu faiz indirimleri, genel olarak üç kategoriye ayrılabilir ve her bir kategori farklı ekonomik beklentiler ve piyasa yönelimlerini işaret eder.
Birinci tür "önleyici faiz indirimi"dir. Bu tür faiz indirimleri, ekonomi henüz bir krize girmediğinde ve enflasyon ılımlı bir seyir izlediğinde gerçekleşir. Politika yapıcıların amacı, yüksek faiz oranlarını istikrarlı bir şekilde azaltmaktır ve bu, aktif bir ayarlama türüdür.
İkinci tür, 'acil durum faiz indirimi'dir. Bu tür bir faiz indirimi genellikle 1987'deki borsa çöküşü veya 2020'deki COVID-19 pandemisi gibi ani risk olaylarına yanıt olarak yapılır. Amacı, piyasa duygularını hızlı bir şekilde stabilize etmektir.
Üçüncü tür 'durgunluk tipi faiz indirimi'dir. Bu tür bir faiz indirimi genellikle ekonominin belirgin bir şekilde gerilediği zamanlarda gerçekleşir, örneğin 2001 ve 2007 yılında. Bu durumda, politika etkileri genellikle ekonomik durgunluğun gerçekliğinden gecikmelidir.
Bu üç tür faiz indiriminin ardından, ABD borsa performansındaki farklılıklar belirgindir. Önlem amaçlı faiz indirimlerinin ardından geçen 12 ay içinde, S&P 500 endeksi ortalama %13.2 artış göstermiştir. Acil durum amaçlı faiz indirimi başlangıcında dalgalanmalar yüksek olsa da, bir yıl sonra ortalama artış %17.4'e ulaşmıştır. Ancak, durgunluk amaçlı faiz indirimi sonrası geçen 3 ay içinde, S&P 500 endeksi ortalama %14'ten fazla düşmüş ve 12 ay sonra hala ortalama %11.6'lık bir düşüş göstermiştir; bu da politikanın ekonomideki kötü gidişi hızla tersine çevirmekte zorlandığını yansıtmaktadır.
Şu anda piyasanın odak noktası, yaklaşan bu faiz indirimlerinin hangi türde olacağıdır. Bunu değerlendirmek için aşağıdaki birkaç anahtar sinyali kullanabiliriz:
1. Faiz indirim oranı: Tek seferde 50 baz puandan fazla bir faiz indirimi durumu oldukça nadirdir; eğer bu durum olursa, genellikle ekonominin hızlı bir şekilde kötüleştiğini gösterir.
2. Sam Kuralı: Eğer son 3 ayın işsizlik oranı ortalaması, son 12 ayın en düşük seviyesinden 0.5 puan artarsa, genellikle bir durgunluk sinyali olarak kabul edilir.
3. Diğer göstergeler: Örneğin, işsizlik maaşı başvurusu yapanların sayısının sürekli artması, şirketlerin kâr beklentilerinin genel olarak aşağı yönlü revize edilmesi, tüketici ve yatırımcı güveninin zayıflaması gibi.
Mevcut verilere göre, Amerika'nın işsizlik oranı hala düşük seviyelerde seyrediyor, Sam Kuralı henüz devreye girmedi, sanayi verileri ve enflasyon verileri de belirgin bir durgunluk belirtisi göstermiyor. Bu nedenle, bu tur faiz indirimleri daha çok 'önleyici' bir yaklaşımda, amacı muhtemelen ekonomik yumuşak inişi desteklemek, acil bir krizi karşılamak değil.
Ancak, dikkatli olmamız da gerekiyor. Gelecekte iş piyasasında belirgin bir kötüleşme olursa veya şirket kârları sürekli düşerse, faiz indirimlerinin doğası pasif bir yanıt vermeye dönüşebilir. İş stabilitesini ve şirket kârlarının büyümesini korumak, ekonomik bir yumuşak inişi gerçekleştirmenin gerçek güvencesidir.
Yatırımcılar için bu ekonomik göstergelerin değişimlerini yakından takip etmek, piyasa yönünü belirlemek ve yatırım stratejileri geliştirmek açısından son derece önemlidir. Aynı zamanda, aynı türdeki faiz indirimlerinin bile piyasa üzerindeki etkisinin somut duruma bağlı olarak farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir. Bu nedenle, yatırım kararları alırken küresel ekonomik durum, jeopolitik riskler gibi diğer faktörleri de dikkate almak gerekmektedir.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
9 Likes
Reward
9
7
Repost
Share
Comment
0/400
LiquidatorFlash
· 12h ago
0.5 kat kaldıraç için hazırız, Mart ayındaki likidasyon Dalgalanma'sını bekliyoruz.
View OriginalReply0
MetaMisery
· 12h ago
Ne yumuşak iniş bekleyin artık, her şey tehlikede.
View OriginalReply0
LiquidatedTwice
· 12h ago
boğa koşusu ile ben bayrağı taşırım, Ayı Piyasası'nda ben Full Pozisyon kan.
View OriginalReply0
PumpDoctrine
· 12h ago
Yine Federal Rezerv (FED)'den avantaj sağlama zamanı geldi.
View OriginalReply0
DegenWhisperer
· 12h ago
Faiz artırımı en tehlikeli olandır.
View OriginalReply0
Web3Educator
· 12h ago
bunu açıklayayım: önleyici faiz indirimleri = boğa piyasası havası açıkçası ( sadece %13.2'lik tarihsel kazançlara bakın )
Amerika, yeni bir faiz indirimi döngüsüne girmek üzere ve bu durum piyasalarda geniş bir dikkat çekti. 1984'ten 2020'ye kadar, Federal Reserve toplam on faiz indirim turu gerçekleştirdi ve her birinin arka planı ve etkileri farklılık gösterdi. Bu faiz indirimleri, genel olarak üç kategoriye ayrılabilir ve her bir kategori farklı ekonomik beklentiler ve piyasa yönelimlerini işaret eder.
Birinci tür "önleyici faiz indirimi"dir. Bu tür faiz indirimleri, ekonomi henüz bir krize girmediğinde ve enflasyon ılımlı bir seyir izlediğinde gerçekleşir. Politika yapıcıların amacı, yüksek faiz oranlarını istikrarlı bir şekilde azaltmaktır ve bu, aktif bir ayarlama türüdür.
İkinci tür, 'acil durum faiz indirimi'dir. Bu tür bir faiz indirimi genellikle 1987'deki borsa çöküşü veya 2020'deki COVID-19 pandemisi gibi ani risk olaylarına yanıt olarak yapılır. Amacı, piyasa duygularını hızlı bir şekilde stabilize etmektir.
Üçüncü tür 'durgunluk tipi faiz indirimi'dir. Bu tür bir faiz indirimi genellikle ekonominin belirgin bir şekilde gerilediği zamanlarda gerçekleşir, örneğin 2001 ve 2007 yılında. Bu durumda, politika etkileri genellikle ekonomik durgunluğun gerçekliğinden gecikmelidir.
Bu üç tür faiz indiriminin ardından, ABD borsa performansındaki farklılıklar belirgindir. Önlem amaçlı faiz indirimlerinin ardından geçen 12 ay içinde, S&P 500 endeksi ortalama %13.2 artış göstermiştir. Acil durum amaçlı faiz indirimi başlangıcında dalgalanmalar yüksek olsa da, bir yıl sonra ortalama artış %17.4'e ulaşmıştır. Ancak, durgunluk amaçlı faiz indirimi sonrası geçen 3 ay içinde, S&P 500 endeksi ortalama %14'ten fazla düşmüş ve 12 ay sonra hala ortalama %11.6'lık bir düşüş göstermiştir; bu da politikanın ekonomideki kötü gidişi hızla tersine çevirmekte zorlandığını yansıtmaktadır.
Şu anda piyasanın odak noktası, yaklaşan bu faiz indirimlerinin hangi türde olacağıdır. Bunu değerlendirmek için aşağıdaki birkaç anahtar sinyali kullanabiliriz:
1. Faiz indirim oranı: Tek seferde 50 baz puandan fazla bir faiz indirimi durumu oldukça nadirdir; eğer bu durum olursa, genellikle ekonominin hızlı bir şekilde kötüleştiğini gösterir.
2. Sam Kuralı: Eğer son 3 ayın işsizlik oranı ortalaması, son 12 ayın en düşük seviyesinden 0.5 puan artarsa, genellikle bir durgunluk sinyali olarak kabul edilir.
3. Diğer göstergeler: Örneğin, işsizlik maaşı başvurusu yapanların sayısının sürekli artması, şirketlerin kâr beklentilerinin genel olarak aşağı yönlü revize edilmesi, tüketici ve yatırımcı güveninin zayıflaması gibi.
Mevcut verilere göre, Amerika'nın işsizlik oranı hala düşük seviyelerde seyrediyor, Sam Kuralı henüz devreye girmedi, sanayi verileri ve enflasyon verileri de belirgin bir durgunluk belirtisi göstermiyor. Bu nedenle, bu tur faiz indirimleri daha çok 'önleyici' bir yaklaşımda, amacı muhtemelen ekonomik yumuşak inişi desteklemek, acil bir krizi karşılamak değil.
Ancak, dikkatli olmamız da gerekiyor. Gelecekte iş piyasasında belirgin bir kötüleşme olursa veya şirket kârları sürekli düşerse, faiz indirimlerinin doğası pasif bir yanıt vermeye dönüşebilir. İş stabilitesini ve şirket kârlarının büyümesini korumak, ekonomik bir yumuşak inişi gerçekleştirmenin gerçek güvencesidir.
Yatırımcılar için bu ekonomik göstergelerin değişimlerini yakından takip etmek, piyasa yönünü belirlemek ve yatırım stratejileri geliştirmek açısından son derece önemlidir. Aynı zamanda, aynı türdeki faiz indirimlerinin bile piyasa üzerindeki etkisinin somut duruma bağlı olarak farklılık gösterebileceğini unutmamak gerekir. Bu nedenle, yatırım kararları alırken küresel ekonomik durum, jeopolitik riskler gibi diğer faktörleri de dikkate almak gerekmektedir.