Eğer gerçekten ticaretle yaşamaya karar verdiyseniz, aklınızda bulundurmanız gereken 5 altın kural!
Kardeşlerin tam zamanlı ticaret yapma sebepleri oldukça basit; tam zamanlı ticaretin zaman özgürlüğü sağladığını düşünüyorlar, işe gitmek zorunda değiller, kimsenin yüzüne bakmak zorunda kalmıyorlar, fareyle rastgele tıklayarak para kazanabiliyorlar, hem rahat hem de havalı.
Ancak, yalnızca tam zamanlı ticaret yaparak gerçekten dövülenler en çok söz hakkına sahiptir.
Tam zamanlı ticaretin "serbest meslek" değil, "yüksek baskı adası" olduğunu göreceksiniz.
Her gün yalnız başına ekrana bakıyorsun, saatlerce konuşmadan K çizgisine gidip geliyor, hesap hareket ettiğinde ruh halin yükseliyor.
Piyasa iyi olduğunda heyecandan uyuyamıyorum, piyasa kötü olduğunda yemek bile yemek istemiyorum.
En korkunç olan, patronun, meslektaşın ve geri bildirim mekanizmanın olmamasıdır. Her şeyin doğru veya yanlış olduğu sadece hesap tarafından belirlenir.
Kimse sana nerede hata yaptığını söylemedi, hata yaptığında gerçekten para kaybediyorsun, kaybettiğin gerçek altın ve gümüş.
Çoğu insan pazara ilk adım attığında, ilk üç ay heyecanlı, sonraki üç ay mücadele eder, bir yıl sonra kendini tamamen tanır.
Yani, tam zamanlı ticaretin = kolay para kazanmak olduğu hayalini bir kenara bırak.
Özgürsün, ama bunun için kendini kontrol etmen gerekiyor.
Bugün kardeşlerle konuşalım, eğer ticaret yaparak geçinmek ve iyi bir yaşam sürmek istiyorsanız, aklınızda bulundurmanız gereken bazı "demir kurallar" var. Bu şeyleri başaramıyorsanız, tam zamanlı ticarete başlamak için acele etmeyin.
Kural 1: Risk kontrolü her zaman birinci sıradadır.
Ticaretin ilk meselesi, nasıl para kazanacağınızı düşünmek değil, önce şunu netleştirmektir: En fazla ne kadar kaybedebilirim?
Birçok insan ticarete başladığında, bir gecede iki katına çıkmayı düşünür, ancak asla zarar durdurma ayarlamaz. Sonuç olarak, bir işlem yaptıklarında %30, %50 kayıpla karşılaşır ve sonunda tasfiye olup ayrılırlar.
Gerçek profesyonel traderlar, öncelikle nasıl hayatta kalacaklarına odaklanırlar.
Temel risk yönetimi prensibi şudur: Sözleşmeleri örnek alırsak, tek bir işlemdeki risk, hesap bakiyesinin %1-2'sini aşmamalıdır. Örneğin, 100.000 ana paranız varsa, bir seferde en fazla 1.000-2.000 TL risk alabilirsiniz. Eğer ardı ardına kayıplar yaşarsanız, yine de hayatta kalabilir ve ayarlamalara devam edebilirsiniz.
Zarar durdurma cesaretsizlik değildir, bir taktik geri çekilmedir. Pazar, her an beklemediğiniz bir hareket yapabilir; bir kez yön yanlışsa, karar vermek ve çıkmak gerekir, "geri dönecek" ya da "biraz dayanırsam geri döner" diye hayal etmemek gerekir.
Risk yönetiminin anlamı, bir sonraki fırsata katılmaya hak kazanmanızı sağlamaktır. Gerçekten para kazanabilen insanlar, her seferinde kazanmadıkları için değil, her seferinde kaybetmeyi göze alabilecekleri için kazanırlar.
Riskleri kontrol edebilirseniz, gerçekten kârı düşünmeye başlayabilirsiniz.
Demir Kural 2: Sinyal yoksa harekete geçme, boş pozisyon da bir stratejidir.
Birçok insan piyasa açılır açılmaz parmakları kaşınmaya başlıyor ve sürekli "şimdi işlem yapmazsam büyük bir fırsatı mı kaçırıyorum?" diye düşünüyor. Aslında gerçek profesyonel trader'lar en iyi sık sık işlem yapmakta değil, yalnızlığa dayanmakta ustadırlar.
Ticaret, işe gitmek gibi değildir, her gün bir şeyler yapmak "çaba" sayılmaz. Aksine, daha olgun olan yatırımcılar, sabırlı bir avcıya benzer, avı aktif olarak kovalamazlar, bunun yerine avın tuzağa girmesini beklerler.
Piyasa her gün iyi fırsatlar sunmaz. Zorla girmeye çalışırsanız, büyük ihtimalle zirveye ulaşacak ve düşüşte zarar edeceksiniz, sık sık zarara uğrayacak ve en sonunda ritmi bozup psikolojinizin çökmesine neden olacaksınız. Yanlış bir işlem yapmak yerine, hiç işlem yapmamayı tercih edin. Kaçırmak bir sonraki fırsatı beklemekle sonuçlanabilir, ama yanlış yapmak bedel ödemekle sonuçlanabilir.
Boş pozisyon almayı öğrenmek, ticarette olgunluğun önemli bir göstergesidir. İşaret yoksa harekete geçmemek, pazara saygıdır ve kendi sermayenizi korumanın bir yoludur. Gerçek ustalar, çok işlem yapanlar değil, sadece 'kazanma şansı olan savaşları' yapanlardır. Bir harekette bulunulduğunda, dayanak, mantık ve kazanma oranı olmalıdır. Diğer zamanlarda, sessizce bekleyin.
Demir Kural 3: Uygulama sistemi, duygulara göre hareket etmemelidir.
Birçok insan, işlem ustalarının sezgi ve içgüdüye güvendiğini düşünür, aslında durum tam tersidir; gerçekten istikrarlı bir şekilde kâr eden kişiler, sistem ve uygulama gücüne dayanır.
Kendi standart ticaret sisteminize sahip olmalısınız; bu, giriş koşulları, zarar durdurma mekanizması, pozisyon artırma ve azaltma mantığı, çıkış kuralları ve sermaye yönetimini içerir. Her işlem, "proses üretimi" gibi olmalı, doğaçlama değil. Duygusal ticaret, hesapları yok etmenin en hızlı yoludur.
Birçok kişinin yaptığı hata, teknik değil, "ne yapılmaması gerektiğini bilmek ama yine de yapmak"tır. Örneğin, sistem sinyal vermeden önce pozisyona girmek; stop-loss yapılması gereken zamanda şansına güvenmek; aslında belirlenen hedef fiyatını açgözlülükten dolayı kaçırmak. Sonuç olarak, duygular tarafından yenilmişiz, piyasa değil.
Ticaret bir olasılık oyunudur, her seferinde kazanmak mümkün değildir.
Bu yüzden "planlı kayıpları" kabul etmeyi öğrenmelisin, anlık şans kârı peşinde koşmak yerine. Sistem, karışıklık içinde mantıklı kalmana yardımcı olmanın anlamına gelir; uygulamanın anlamı, uzun vadeli avantajların gerçekten ortaya çıkmasını sağlamaktır.
Bir kayıp korkutucu değildir, sistemden kopup hareket etmek asıl tehlikedir.
Demir Kural 4: Yeniden değerlendirme, büyümenin tek kısayoludur.
Birçok insan uzun süre ticaret yapıyor ama yine de aynı yerde dönüp duruyor, bunun sebebi çok basit: Asla geri dönüş yapmıyorlar.
Bir işlem tamamlandıktan sonra, kar veya zarar ne olursa olsun, kendinize ciddi bir şekilde sorduğunuzdan emin misiniz: Giriş nedeniniz sisteme uygun mu? Zarar durdurma gecikti mi? Duygusal dalgalanma içinde bir karar mı verdiniz? Eğer asla geri dönüp inceleme yapmıyorsanız, bu soruların cevaplarını asla bilemeyeceksiniz.
Gözden geçirme, trader'ların ayna gibi bir aracıdır. Sisteminizdeki açıkları, işlemdeki alışkanlık hatalarını ve duygusal zayıflıkları ortaya çıkarabilir. Her işlem net bir şekilde kaydedilmelidir: Giriş mantığı, pozisyon psikolojisi, çıkış nedeni.
Bu yazılı hale getirilip özetlenmediği sürece, gerçekten kendi sorunlarınızı göremezsiniz.
Gözden geçirme, bir formalite değil, öz kendini geliştirme için temel bir eylemdir. Bugün yaptığın her bir işlem, yarınki ilerlemen için bir materyaldir. Gerçek profesyonel traderlar, hata yapmaktan korkmazlar, sadece bir hatayı tekrar tekrar yapmaktan ve bunun farkında olmamaktan korkarlar.
Gözden geçirmeyenler, sürekli aynı yerde daireler çizmeye mahkumdur. "Anlamsız bir şekilde sürekli zarar etmekten" çıkmak için gözden geçirme aynasına güvenmeli, sürekli olarak düzeltmeli ve evrim geçirmelidir. Büyümenin kısayolu yoktur, gözden geçirme tek yoldur.
Demir Kural 5: İstikrar, zengin olmaktan daha önemlidir.
Birçok insan ticaret pazarına girdiğinde, aklında sadece katlama, zenginleşme, bir gecede geri dönüş düşünceleri vardır. Ancak tam zamanlı ticaret yapanların hepsi şunu bilir: Uzun süre hayatta kalmak istiyorsanız, önemli olan patlayıcı güç değil, istikrardır.
Meslek ticareti "günde birikim yapmak" değildir, "yıldan yıla artı"dır. Büyük paralar kazanmak için bir veya iki muhteşem işlem yapmakla değil, uzun vadeli istikrarlı stratejilerle, temkinli bir şekilde kazanç biriktirmekle ilgilidir. Zengin olmanın arkasında genellikle yüksek risk, yüksek geri çekilme ve hesapların duygusal dalgalanmalar içinde çökmesi mümkündür.
Uzaklara gitmek istiyorsan, ticareti bir "ciddi iş" olarak yapmayı öğrenmelisin. Hesabını bir şirket gibi yönet, maliyetleri (kayıpları) kontrol et, verimliliği (başarı oranını) artır, ritmi (işlem sıklığını) koru, ticaretin sağlıklı bir döngü oluşturabilir.
Stabil kazanç heyecan verici görünmüyor ama bu tek model, piyasada gerçekten "hayatta kalmanıza" olanak tanır. Piyasa her zaman vardır, fırsatlar her gün gelir ama sadece açgözlü olmayan, deli olmayan ve ayakları yere basan insanlar gerçekten son gülmeyi başarır.
Ticaretle geçinmeyi düşünenler, bir veya iki kez yaptıkları muhteşem işlemlere ya da gizemli teknik göstergelere güvenemezler. Gerçekten hayatta kalıp para kazanabilenler, her işlemi uzun vadede düzgün bir şekilde yapan, az kazanmaya razı olan ve dağınık davranmayan kişilerdir.
Her gün kazanmak zorunda değiliz, ama her gün doğru yolda yürüdüğümüzden emin olmalıyız.
Son olarak, herkese bir cümle bırakıyorum, bu da kendime bir uyarı:
Ticaret, piyasayı yenmek değil, her an sınırları aşmak isteyen kendimizi yenmektir;
Özgürlük, keyfi hareket etmek değil, disiplin sonrası elde edilen huzurdur.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Eğer gerçekten ticaretle yaşamaya karar verdiyseniz, aklınızda bulundurmanız gereken 5 altın kural!
Kardeşlerin tam zamanlı ticaret yapma sebepleri oldukça basit; tam zamanlı ticaretin zaman özgürlüğü sağladığını düşünüyorlar, işe gitmek zorunda değiller, kimsenin yüzüne bakmak zorunda kalmıyorlar, fareyle rastgele tıklayarak para kazanabiliyorlar, hem rahat hem de havalı.
Ancak, yalnızca tam zamanlı ticaret yaparak gerçekten dövülenler en çok söz hakkına sahiptir.
Tam zamanlı ticaretin "serbest meslek" değil, "yüksek baskı adası" olduğunu göreceksiniz.
Her gün yalnız başına ekrana bakıyorsun, saatlerce konuşmadan K çizgisine gidip geliyor, hesap hareket ettiğinde ruh halin yükseliyor.
Piyasa iyi olduğunda heyecandan uyuyamıyorum, piyasa kötü olduğunda yemek bile yemek istemiyorum.
En korkunç olan, patronun, meslektaşın ve geri bildirim mekanizmanın olmamasıdır. Her şeyin doğru veya yanlış olduğu sadece hesap tarafından belirlenir.
Kimse sana nerede hata yaptığını söylemedi, hata yaptığında gerçekten para kaybediyorsun, kaybettiğin gerçek altın ve gümüş.
Çoğu insan pazara ilk adım attığında, ilk üç ay heyecanlı, sonraki üç ay mücadele eder, bir yıl sonra kendini tamamen tanır.
Yani, tam zamanlı ticaretin = kolay para kazanmak olduğu hayalini bir kenara bırak.
Özgürsün, ama bunun için kendini kontrol etmen gerekiyor.
Bugün kardeşlerle konuşalım, eğer ticaret yaparak geçinmek ve iyi bir yaşam sürmek istiyorsanız, aklınızda bulundurmanız gereken bazı "demir kurallar" var. Bu şeyleri başaramıyorsanız, tam zamanlı ticarete başlamak için acele etmeyin.
Kural 1: Risk kontrolü her zaman birinci sıradadır.
Ticaretin ilk meselesi, nasıl para kazanacağınızı düşünmek değil, önce şunu netleştirmektir: En fazla ne kadar kaybedebilirim?
Birçok insan ticarete başladığında, bir gecede iki katına çıkmayı düşünür, ancak asla zarar durdurma ayarlamaz. Sonuç olarak, bir işlem yaptıklarında %30, %50 kayıpla karşılaşır ve sonunda tasfiye olup ayrılırlar.
Gerçek profesyonel traderlar, öncelikle nasıl hayatta kalacaklarına odaklanırlar.
Temel risk yönetimi prensibi şudur: Sözleşmeleri örnek alırsak, tek bir işlemdeki risk, hesap bakiyesinin %1-2'sini aşmamalıdır. Örneğin, 100.000 ana paranız varsa, bir seferde en fazla 1.000-2.000 TL risk alabilirsiniz. Eğer ardı ardına kayıplar yaşarsanız, yine de hayatta kalabilir ve ayarlamalara devam edebilirsiniz.
Zarar durdurma cesaretsizlik değildir, bir taktik geri çekilmedir. Pazar, her an beklemediğiniz bir hareket yapabilir; bir kez yön yanlışsa, karar vermek ve çıkmak gerekir, "geri dönecek" ya da "biraz dayanırsam geri döner" diye hayal etmemek gerekir.
Risk yönetiminin anlamı, bir sonraki fırsata katılmaya hak kazanmanızı sağlamaktır. Gerçekten para kazanabilen insanlar, her seferinde kazanmadıkları için değil, her seferinde kaybetmeyi göze alabilecekleri için kazanırlar.
Riskleri kontrol edebilirseniz, gerçekten kârı düşünmeye başlayabilirsiniz.
Demir Kural 2: Sinyal yoksa harekete geçme, boş pozisyon da bir stratejidir.
Birçok insan piyasa açılır açılmaz parmakları kaşınmaya başlıyor ve sürekli "şimdi işlem yapmazsam büyük bir fırsatı mı kaçırıyorum?" diye düşünüyor. Aslında gerçek profesyonel trader'lar en iyi sık sık işlem yapmakta değil, yalnızlığa dayanmakta ustadırlar.
Ticaret, işe gitmek gibi değildir, her gün bir şeyler yapmak "çaba" sayılmaz. Aksine, daha olgun olan yatırımcılar, sabırlı bir avcıya benzer, avı aktif olarak kovalamazlar, bunun yerine avın tuzağa girmesini beklerler.
Piyasa her gün iyi fırsatlar sunmaz. Zorla girmeye çalışırsanız, büyük ihtimalle zirveye ulaşacak ve düşüşte zarar edeceksiniz, sık sık zarara uğrayacak ve en sonunda ritmi bozup psikolojinizin çökmesine neden olacaksınız. Yanlış bir işlem yapmak yerine, hiç işlem yapmamayı tercih edin. Kaçırmak bir sonraki fırsatı beklemekle sonuçlanabilir, ama yanlış yapmak bedel ödemekle sonuçlanabilir.
Boş pozisyon almayı öğrenmek, ticarette olgunluğun önemli bir göstergesidir. İşaret yoksa harekete geçmemek, pazara saygıdır ve kendi sermayenizi korumanın bir yoludur. Gerçek ustalar, çok işlem yapanlar değil, sadece 'kazanma şansı olan savaşları' yapanlardır. Bir harekette bulunulduğunda, dayanak, mantık ve kazanma oranı olmalıdır. Diğer zamanlarda, sessizce bekleyin.
Demir Kural 3: Uygulama sistemi, duygulara göre hareket etmemelidir.
Birçok insan, işlem ustalarının sezgi ve içgüdüye güvendiğini düşünür, aslında durum tam tersidir; gerçekten istikrarlı bir şekilde kâr eden kişiler, sistem ve uygulama gücüne dayanır.
Kendi standart ticaret sisteminize sahip olmalısınız; bu, giriş koşulları, zarar durdurma mekanizması, pozisyon artırma ve azaltma mantığı, çıkış kuralları ve sermaye yönetimini içerir. Her işlem, "proses üretimi" gibi olmalı, doğaçlama değil. Duygusal ticaret, hesapları yok etmenin en hızlı yoludur.
Birçok kişinin yaptığı hata, teknik değil, "ne yapılmaması gerektiğini bilmek ama yine de yapmak"tır. Örneğin, sistem sinyal vermeden önce pozisyona girmek; stop-loss yapılması gereken zamanda şansına güvenmek; aslında belirlenen hedef fiyatını açgözlülükten dolayı kaçırmak. Sonuç olarak, duygular tarafından yenilmişiz, piyasa değil.
Ticaret bir olasılık oyunudur, her seferinde kazanmak mümkün değildir.
Bu yüzden "planlı kayıpları" kabul etmeyi öğrenmelisin, anlık şans kârı peşinde koşmak yerine. Sistem, karışıklık içinde mantıklı kalmana yardımcı olmanın anlamına gelir; uygulamanın anlamı, uzun vadeli avantajların gerçekten ortaya çıkmasını sağlamaktır.
Bir kayıp korkutucu değildir, sistemden kopup hareket etmek asıl tehlikedir.
Demir Kural 4: Yeniden değerlendirme, büyümenin tek kısayoludur.
Birçok insan uzun süre ticaret yapıyor ama yine de aynı yerde dönüp duruyor, bunun sebebi çok basit: Asla geri dönüş yapmıyorlar.
Bir işlem tamamlandıktan sonra, kar veya zarar ne olursa olsun, kendinize ciddi bir şekilde sorduğunuzdan emin misiniz: Giriş nedeniniz sisteme uygun mu? Zarar durdurma gecikti mi? Duygusal dalgalanma içinde bir karar mı verdiniz? Eğer asla geri dönüp inceleme yapmıyorsanız, bu soruların cevaplarını asla bilemeyeceksiniz.
Gözden geçirme, trader'ların ayna gibi bir aracıdır. Sisteminizdeki açıkları, işlemdeki alışkanlık hatalarını ve duygusal zayıflıkları ortaya çıkarabilir. Her işlem net bir şekilde kaydedilmelidir: Giriş mantığı, pozisyon psikolojisi, çıkış nedeni.
Bu yazılı hale getirilip özetlenmediği sürece, gerçekten kendi sorunlarınızı göremezsiniz.
Gözden geçirme, bir formalite değil, öz kendini geliştirme için temel bir eylemdir. Bugün yaptığın her bir işlem, yarınki ilerlemen için bir materyaldir. Gerçek profesyonel traderlar, hata yapmaktan korkmazlar, sadece bir hatayı tekrar tekrar yapmaktan ve bunun farkında olmamaktan korkarlar.
Gözden geçirmeyenler, sürekli aynı yerde daireler çizmeye mahkumdur. "Anlamsız bir şekilde sürekli zarar etmekten" çıkmak için gözden geçirme aynasına güvenmeli, sürekli olarak düzeltmeli ve evrim geçirmelidir. Büyümenin kısayolu yoktur, gözden geçirme tek yoldur.
Demir Kural 5: İstikrar, zengin olmaktan daha önemlidir.
Birçok insan ticaret pazarına girdiğinde, aklında sadece katlama, zenginleşme, bir gecede geri dönüş düşünceleri vardır. Ancak tam zamanlı ticaret yapanların hepsi şunu bilir: Uzun süre hayatta kalmak istiyorsanız, önemli olan patlayıcı güç değil, istikrardır.
Meslek ticareti "günde birikim yapmak" değildir, "yıldan yıla artı"dır. Büyük paralar kazanmak için bir veya iki muhteşem işlem yapmakla değil, uzun vadeli istikrarlı stratejilerle, temkinli bir şekilde kazanç biriktirmekle ilgilidir. Zengin olmanın arkasında genellikle yüksek risk, yüksek geri çekilme ve hesapların duygusal dalgalanmalar içinde çökmesi mümkündür.
Uzaklara gitmek istiyorsan, ticareti bir "ciddi iş" olarak yapmayı öğrenmelisin. Hesabını bir şirket gibi yönet, maliyetleri (kayıpları) kontrol et, verimliliği (başarı oranını) artır, ritmi (işlem sıklığını) koru, ticaretin sağlıklı bir döngü oluşturabilir.
Stabil kazanç heyecan verici görünmüyor ama bu tek model, piyasada gerçekten "hayatta kalmanıza" olanak tanır. Piyasa her zaman vardır, fırsatlar her gün gelir ama sadece açgözlü olmayan, deli olmayan ve ayakları yere basan insanlar gerçekten son gülmeyi başarır.
Ticaretle geçinmeyi düşünenler, bir veya iki kez yaptıkları muhteşem işlemlere ya da gizemli teknik göstergelere güvenemezler. Gerçekten hayatta kalıp para kazanabilenler, her işlemi uzun vadede düzgün bir şekilde yapan, az kazanmaya razı olan ve dağınık davranmayan kişilerdir.
Her gün kazanmak zorunda değiliz, ama her gün doğru yolda yürüdüğümüzden emin olmalıyız.
Son olarak, herkese bir cümle bırakıyorum, bu da kendime bir uyarı:
Ticaret, piyasayı yenmek değil, her an sınırları aşmak isteyen kendimizi yenmektir;
Özgürlük, keyfi hareket etmek değil, disiplin sonrası elde edilen huzurdur.