Finans gözlemcisine göre, ABD federal hükümetinin toplam borcu 9 Ağustos'ta yeni bir zirveye ulaştı ve ilk kez 37 trilyon dolarlık eşiği aştı. Bu şaşırtıcı rakamın arkasında, ABD'nin mali durumunun hızla kötüleştiğini yansıtıyor.

Bu yıl 4 Temmuz'da borç tavanı ayarlama yasası yürürlüğe girdikten sonra, sadece bir buçuk ay içinde, ABD'nin toplam borcu 780 milyar dolar arttı. Bu, günde ortalama 22 milyar dolarlık yeni borç anlamına geliyor ve hızının ne kadar şaşırtıcı olduğu ortada.

Dikkat çekici olan, yalnızca son bir hafta içinde, ABD Hazine Bakanlığı'nın 10 tahvil ihraç işlemi aracılığıyla piyasaya 7240 milyar dolar devlet tahvili sattığıdır. Bu kadar yoğun borçlanma, ABD hükümetinin fonlara olan acil ihtiyacını vurgulamaktadır.

Analistler, ABD'nin mevcut borç durumunun tarihsel olarak herhangi bir dönemden daha ciddi olduğunu belirtiyorlar. Sürekli artan borç büyüklüğü, yalnızca ABD ekonomisine büyük bir baskı getirmekle kalmayıp, aynı zamanda küresel finansal piyasalar üzerinde de derin bir etki yaratabilir.

Böylesine ciddi bir borç durumu ile karşı karşıya kalan ABD hükümeti, harcamaları kontrol altına almak ve mali gelirleri artırmak için acilen etkili önlemler almak zorundadır. Ancak mevcut karmaşık siyasi ve ekonomik ortamda, mali dengenin sağlanması kuşkusuz zorlu bir mücadeledir. Gelecekte ABD'nin borç sorununa yönelik gelişmeler, küresel ekonomi üzerinde etkili olacaktır.